Akne Tedavisi
Akne Nedir?
Akne, halk dilinde sivilce veya tıbbi adı ile akne vulgaris aynı hastalığı tanımlar. Akne, yağ bezlerinin kronik, iltihaplı hastalığıdır. Hormonların aktif olduğu ergenlik dönemde görülür. Bit hastalıktan çok ergenliğin fizyolojik bir belirtisi gibi kabul edilebilir. Akne, 12- 25 yaş arasındaki kişilerde %85 oranında görülmektedir. Neyse ki yaş ilerledikçe çoğu kendiliğinden düzelir. 35 yaş üstü kişilerde akne görülme oranı %3 kadar düşer. Yani yüz kişiden üçünde akne devam eder, diğer doksan yedi kişide akne kendiliğinden geçer. Ama derin akne izleri kalıcıdır. Akne, hayatı tehdit eden bir hastalık olmamasına rağmen akne ve akne izleri kişileri özellikle ergenleri sosyal ve psikolojik açıdan çok rahatsız eder. Bu nedenle, akne tedavisi zamanında ve uygun yöntemlerle yapılmalıdır.
Akne Neden Oluşur?
Aknenin etiyolojisinde genetik etkenler, yağ bezlerinin aşırı çalışması, hormonlar, bakteriler rol oynar. Vücut bağışıklık sistemi, ikincil derecede etkilidir. Hijyen konusunda kesin kanıt bulunmamaktadır. Son yayınlar, bazı kişilerde, süt ve süt ürünlerinin ve glikoz indeksi yüksek besinlerin akneyi alevlendirdiğini göstermektedir.
Akne Tedavisi Nasıl Yapılır?
Hafif şiddette akne tedavisinde krem şeklinde ilaçlar yeterli olur. Orta ve şiddetli aknede krem tedavisinin yanında, ek olarak antibiyotik ve A vitamini içeren ilaçlar verilmelidir. Erken ve doğru tedavi, akne izini önler. Hem akne, hem de akne izinin tedavisinde, peeling ve lazer tedavileri yer almaktadır. Ayrıca akne hastalarında, hormon bozukluğu varsa, hormon bozukluğu ile ilgili tedaviler yapılmalıdır.
Aknede En Etkili Tedavi Nedir?
Akne tedavisinde en etkili ilaç İzotretinoin içeren ilaçlardır. Roaccutane, Zoretanin, Aknetrent adlı ilaçlar şeklinde piyasada vardır. Başka tedavilere sonuç vermeyen şiddetli aknelerde kullanılır. Hafif aknelerde kullanılması uygun değildir. Çünkü çok fazla yan etkisi vardır. Bu ilaçlar mutlaka dermatolog doktor tarafından kan tetkikleriniz kontrol edildikten sonra verilir. Kilonuza göre ne kadar kullanacağınız hesaplanır. En az 4-6 aya düzenli kullanmanız gerekir.
Akne Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Akne, yalnızca cildiniz ile sınırlı bir hastalıktır. Tedavi edilmezse hayatınızı tehdit etmez. Yaşınız ilerleyince büyük ölçüde azalacaktır. Akneyi tedavi etmek istememizin sebebi tedavi edilmeyen akne iz bırakır ve bu izler ömür boyu kalıcıdır. Akne ve akne izleri görüntü olarak kişileri mutsuz eder. Kısacası, yüzünüzde sivilce görüntüsü olmaması ve sivilce izlerinin oluşmaması için aknelerin tedavi edilmesi gerekmektedir.
Lazerle Akne ve Akne İzi Tedavisi; akne ve akne izlerinin tedavisinde Altın İğne ve Thulium Lazer tedavilerini kullanıyoruz.
Fraksiyonel Radyofrekans tedavisinde, özellikle aktif sivilcelerde kullanılır. Çünkü fraksiyonel radyofrekans, cilt altına iğnelerle radyo frekans verir. Radyo frekans oluşturduğu enerji sivilceye neden olan mikroorganizmaları azaltır. Sivilcenin iyileşmesini sağlar. Fraksiyonel Radyofrekans tedavisi kremler ve antibiyotiklerle birlikte kullanılabilir. Thulium lazer daha çok akne izlerinde kullanılır. Özellikle leke şeklindeki akne izlerinde çok etkilidir. Cildi hafifçe soyar alttan yeni cilt gelmesini sağlar. Bu şekilde sivilce izleri azalır.
Akne tedavisinde en etkili ilaç: İzotretinoin yani A vitamini içeren ilaçlardır. Bunlar;Tedavisi: (Roaccutane, Zoretanin, Aknetrent adlı ilaçlardır. Bu ilaçlar çok etkilidir ama aynı zamanda çok yan etkileri vardır. Bu nedenle mutlaka dermatolog uzman doktor kontrolünde verilmelidir. Zaten bu ilaçların reçetesini ancak dermatoloji uzmanı yazabilir. Bu ilaçları kullanırken düzenli aralıklarla kan tahlili yaptırmamız gerekir. İlacı ne kadar süre kullanacağınız uzman doktor tarafından akne şikayetinin yaygınlığına ve kilonuza göre hesaplanır.
Sivilceler özellikler yağ bezlerinin çok olduğu, yüz bölgesinde görülür. Bunun dışında yine yağ bezlerinin yerleştiği sırt, omuz ve göğüste de sivilceler görülebilir.
Sivilce çıkmasında genetik yatkınlık, hormonlar önemli rol oynar. Yağ bezlerinin çok P. Acne adlı bakterinin çoğalması sivilce oluşturur.
Sivilce iç organları tutmaz, yalnızca cilttedir. Bu nedene vücudunuza zarar vermez. Fakat fiziksel görünüşün önemli olduğu ergenlik yaşlarında görülmesi, , özellikle yüzde yerleşmesi kozmetik kaygılar nedeni ile ciddi ruhsal problemlere neden olmaktadır. Gençlerde özgüven kaybı ve depresyon sık görülen belirtilerdir. Bu nedenle hastalığın belirtilerinin, tetikleyici faktörlerin iyi bilinmesi erken tedavi ile oluşabilecek hasarları engellemesi oldukça önemlidir. Çünkü derin yerleşimli sivilceler tedavi edilmediğinde kalıcı izler bırakır.
Sivilce çok sık görülen bir hastalıktır. Genellikle ergenliğin ilk belirtisi olarak ortaya çıkar ve halk arasında “ergenlik sivilcesi” olarak isimlendirilir. Yapılan çalışmalar 16-20 yaşları arasında pik yaptığı belirtilmektedir. Tüm dünyada yaşayan insanların %9,4’nün akneden etkilendiği tahmin edilmektedir.
Hem kadınlarda hem de erkeklerde, ergenliğin başlaması ile birlikte, cinsiyet hormonları artar. Artan hormonlar yağ bezlerini uyarır. Çok çalışmasına neden olur. Çok çalışan yağ bezleri akne oluşumunu tetikler. Yapılan çalışmalarda aknesi olan kadın hastalarda, kandaki cinsiyet hormon seviyeleri, sağlıklı bireylerle kıyaslandığında belirgin olarak yükselmiş olarak bulunmuştur. Bu nedenle şiddetli aknesi olan kadınlarda, adet düzensizliği, kıllanmada artış gibi diğer hormon bozukluğuna işaret eden belirtiler aranmalıdır. Kadınlarda hormon bozukluğuna neden olan en sık hastalık polikistik over sendromudur. Şiddetli aknesi olan ve tedaviye iyi sonuç vermeyen hastalarda hormon bozukluğu mutlaka araştırılmalıdır.
Evet, tedavilere dirençli hastalar ile kıllanma ve menstrüel düzensizlik şikayetleri olan kadın hastalarda sivilce tedavisi için doğum kontrol ilaçları kullanılabilir. Sadece hormonal bozukluğu saptanan hastalarda değil, hormon profili normal olup diğer tedavilere dirençli hastalarda da hormonal tedaviler iyi sonuç vermektedir. Hormonal tedaviler masum değildir ve olası yan etkiler açısından dikkatli olunmalıdır.
Çalışmalar batı tipi beslenmenin yani paketli, katkı maddelerinin ve rafine şekerin çok tüketiminin, sivilceleri artırdığını göstermektedir. Yüksek glisemik indeksi olan gıdaların akneyi artırdığı, glisemik yükü düşük olan beslenme ile akne şiddetinde azalma saptandığı ile ilgili kuvvetli veriler bulunmaktadır. Süt ve süt ürünleri tüketiminin akne oluşumunda önemli rolü olduğu düşünülmektedir. Fakat süt ve süt ürünlerinin akne üzerine etkisi halen çalışmaktadır.
Sivilceleri, saklamak amacıyla kapatıcı kozmetik ürünleri kullanmak akneli hastalar arasında yaygın bir davranıştır. Makyaj ürünlerinin ve nemlendirici ya da güneş koruyucu gibi kozmetik ürünler çok yağlı olursa akneyi alevlendirir. Makyaj malzemelerindeki yağlı kapatıcıların akneye neden olduğu düşünülmektedir. Özellikle tüm yüzü kaplayan pudra, fondöten gibi makyaj malzemeleri, fiziksel bariyer içeren güneş koruyucular ve yağ bazlı nemlendiriciler akneyi artırabilir. Yukarıda söz edilen kapatıcılara bağlı sivilcelere, “kozmetik aknesi” denilmektedir. Bu nedenle akneli hastalarda kullanılan kozmetik ürünlerin komedojenik özellikte olmayan su bazlı ürünlerden seçilmesi önerilmektedir.
Sivilcesi olan kişiler, yağlanmayı azaltmak için yüzlerini çok yıkamak eğilimindedir. Ama sık yıkamak sivilceyi azaltmaz. Özellikle ph uygun olmayan sert sabun ve temizleyiciler ile yıkamak cildi tahriş edebilir. Yüz temizliği için en uygunu alkolsüz ve asidik yapıdaki yumuşak temizleyiciler kullanmaktır. Yüzü sert ovalamak, yolmak sivilceleri koparmak iz kalmasına neden olabilir.
Hormon ilaçları, steroid kullanımı, hormon içeren rahim içi araçlar, vücut geliştirmede, kas kütlesini artırmak için kullanılan gıda takviyeleri en sık karşılaştığımız sivilceyi artıran ilaçlardır. Bunun dışında kullandığınız ilaçlar varsa, sivilceyi artırıp artırmayacağı konusunda doktorunuza sormalısınız.
Stres Sınav zamanları gibi kaygının arttığı dönemlerde akne şiddetindeki artış birçok hasta tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Yapılan çalışma sonuçları da bunu destekler niteliktedir. Stres, deride sitokinlerin salınımını uyararak birçok deri hastalığının şiddetlenmesine yol açabilir. Düzensiz Uyku Gürültü ve ışık kirliliği, iş, okul ve aile ile ilişkili kaygılar ve ekonomik baskı gibi modern yaşamın getirdiği nedenlerden dolayı her geçen gün kaliteli uyku süresi azalmaktadır. Yetersiz uykunun hem stres hormonlarını artırdığı hem de immün sistemin işleyişini etkilediği bilinmektedir. Bu nedenle yetersiz veya kalitesiz bir uykunun akneyi şiddetlendirebileceği ve son yıllarda sıklığı artan yetişkin aknesinde önemli bir etken olabilir.
Sağlık için zararlı bir alışkanlık olan sigaranın, kolajen sentezini ve yara iyileşmesini olumsuz etkilemesi nedenleriyle akneyi artırdığı düşünülmektedir.